Bazen insan kendisini çok iyi kalpli görüp her şeye hoşgörülü bir gözle bakabiliyor. Gel gör ki hoşgörü her zaman olumlu bir netice vermeyebiliyor.

İyi, güzel birçok olaya karşı hoşgörünün zerresini göstermeyenler söz konusu lüzumsuz ya da kötü işler olunca hoşgörü damarlarını kabartıyorlar. Bunun bilinçli bir yöntem olmadığını söylemeliyim.

Bir kişi okulda Kur’an okusa ( farzı muhal ) buna karşı ‘’ irtica geliyor ‘’ korkusu hortlatılıyor. Bu da bilerek yapılıyor. Neden? Biz din işlerini resmi işlere karıştırmamalıyız böylelerine göre.

Bir ara Türkiye Çocuk Meclisi, TBMM’nde bir toplantı yaptı. Öğrencilerden Vanlı bir kız kürsüye başörtüsüyle geldi ve yemin etti. Bu haber ertesi gün gazetelerde çok farklı şekillerde gösterildi, anlatıldı. ‘’ İrtica geliyor ‘’ diyenden ‘’ dindar gençlik geliyor ‘’ korkusuna kadar çok saçma yorumlar geldi. Bu ülkede bir kızın istediği şekilde giyinme hakkının olması gerektiği gibi TBMM’ne gelmesinde de bir beis görülmemelidir. Bundan daha doğal bir durum olamaz. Unutmadan söylemem gereken şu: Başörtüsü bu kızın kendi isteği ise sorun yok. Birilerinin zorlaması ise işte ona bende kızarım.

Sağlık Bakanlığı sigara ile mücadelenin emsalini içki için de uygulamaya koymayı düşünüyor. Bunu duyan biri şu kelimeleri hiç tereddüt etmeden söyledi: “Yok artık, daha neler! Türkiye iyice Malezyalaşıyor” Sözün geldiği noktayı görebiliyor musunuz? O arkadaşa, “İnsana, topluma, sağlığa zararlı bir nesnenin yasak olmasından daha güzel bir şey olabilir mi?” diye sordum. Ben bu konuda herkesin özgür olmasını istiyorum dedi. Şaştım kaldım. Bir yerde açıktan içki alım satımının yasaklanması belli ki arkadaşın zoruna gitmiş. Arkadaş keşke şunu düşünse idi: Bir kişinin evinde ya da meyhane de içmesine kimse bir şey demez. Ama piknik alanı gibi açık alanlarda yasak olmasını olumlu karşılamamalıyız.

Birçok musibetin, belanın geldiği, ocakların söndüğü, bir sürü hatanın yapıldığı, birçok günaha girildiği, tüm insanlığa zararının olduğu fark edilip keşke “haramlara” karşı hoşgörü ile bakılmasa. Allahın yasakladıklarına karşı hoşgörü göstermek kimsenin haddi değildir. İnsan, neye hoşgörü ile baktığını / bakacağını tekrar gözden geçirmeli. Kötülüğü engellemeye gücü yetiyorsa engellemeli, gücü yetmiyorsa kalben buğz etmeli.

Hoşçakalın.