ABD VS VS…

Ülkeler ve insanlar düşmanlarından da beslenir. Düşmanlığını açık olarak ilan edenler, bunu aldığı kararlarla ilan edenler, düşmanlıkların da ısrarcı olanlar, düşmanlıklarını ayan beyan her türlü platformda gösteren grup, kişi ve devletler, bu hareketleriyle ülkemizin kalkınması adına ve devletin İleriye yönelik planlarını yapması adına katkı sağlar diye düşünüyorum.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı açıklama yapacak diye günlerdir bir beklenti içerisine girmemizin yeri yok. Düşman, düşmanlığını elbette yapacak, bizim düşmanlığı yapan ve bunu açık eden insanlara karşı tavrımızın ne olacağı konusunda düşünmek belki de görevimiz iken; kendi kendimize olacakların hesabına düşmemiz, olma ihtimali olanlar üzerinde kafa yormamız bizim hiç de hayrımıza değil. Ne olacaksa olsun! Olacağa çare bulunmaz. Mesele onun bunun şunun ya da üçüncü ülkelerin bizim hakkımızda ne diyeceği değil, bizim kendi gelecek planlarımızı ne durumda olduğu meselesidir.

ABD'nin açıklamış olduğu Ermeni katliamı iddiası ABD parlamentosunun işi değildir, hatta hiçbir ülkenin parlamentosunun işi değildir. Bunu tarihi deliller ile ispat edilmesi, ortaya konulması ve insanlara sunulması gerekiyor. Ülkemiz bunu yapmak için epey çaba harcadığı halde bunu kaale almayan, görmek istemeyen ve hala bildiğini okumaya devam eden devletler, devlet yöneticileri özelde Türkiye düşmanlığından başka bir şey yapmamaktadır.

Mademki ne yaparsanız yapın hatta ağızınızla kuş bile tutsanız görmezden gelmeye, kendi mavralarını okumaya devam edecekler, o zaman yapacak iş bellidir: KENDİ BİLDİĞİMİZİ OKUMAK… 

Şimdi soru şu: ABD sana mı düştü Ermeni soykırım iddiası yasasını onaylamak? Ya da Fransa sana mı düştü Osmanlı döneminde Türklerin Ermenileri katlettiğini iddiasında bulunmak? Herhangi bir üçüncü ülke, size mi düştü?

Siz İlk önce kendi tarihinize bakın, kendi tarihinizle yüzleşin, Afrika'da neler yaptığınıza, dünya coğrafyasında kan revan içinde bıraktığınız ülkelere bir bakın! Çoluk çocuk ve kadın demeden yaptığınız katliamlara bakın! Sonra da çıkın deyin ki: “Evet bizim hayatımızda, tarihimizde geçmişimizde hiçbir katliam, hiçbir zulüm, hiç bir gayri insani davranışımız yoktur.” Hadi söyleyin, söyleyin ki aldığınız kararlar, yasa tasarısını onaylamanız insanlık vicdanında yer etsin. Yok, değil mi? Bulamadınız değil mi? Bulamayacaksınız çünkü geçmişiniz zulüm ve işkence ile dolu...

O zaman bize düşen nedir?

Eğitim, eğitim…

Gençlerimizi; geleceği ihya edecek ahlaklı edepli, terbiyeli, haysiyetli, şerefli, şahsiyetli ve kimlikli insanlar olarak yetiştirmektir.  Geleceği inşa edecek insanlar olarak, insanlığa hizmet edecek olanları yetiştirmekten başka çaremiz yok. İmanlı, vicdanlı, merhametli insanlar iyi bir eğitim ile yetiştirilebilir. Bu eğitim bizim inancımızı, kültürümüzü ve geçmişimizi mutlaka yansıtmalı ve geleceğimizi şekillendirmelidir. Kanaatim odur ki falan ülkenin filan ülkenin Türkiye ile ilgili açıklamaları ile uğraşmak yerine (bu açıklamaları zaten devlet yöneticileri olması gerektiği gibi yapıyorlar) topyekûn bir eğitim seferberliğine başlamak, insanları geleceğe hazır bir şekilde yetiştirebilmek için en kaliteli ve değerleriyle mücehhez bir eğitimi gerçekleştirmek gerekir. Bunun için gençlere yüce idealler verilmeli; ümmet bilinci ve insanlığa hizmet etmek gayesi olmalıdır. Çünkü kabul etsek de etmesek de iki milyara yakın Müslüman Ümmet Türkiye'yi beklemekte, Türkiye'nin liderliğine hasret, Türkiye'nin yol göstericiliğini umarak hayatına zorluklar içerisinde devam etmektedir.

Türkiye'nin dünya çapında şimdiye kadar olmadığı kadar etkili bir lideri var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dünya çapında Türkiye’nin adından söz ettirmiş, Türkiye aleyhine çabaların boşa olduğunu defalarca göstermiş ve göstermeye devam edecektir. Cumhurbaşkanımızın yaşananları fırsata çevirmesi, gelecek inşası için eğitimin ihyası meselesinde etkili adımlar atacağına olan inancımız her zaman tazeliğini korumaktadır.

ABD hadi oradan, sen kendine bak! Tarihindeki döktüğün kan, gerçekleştirdiğin katliam ve insanlık dışı yaptıklarına bak! Hatta tarihine bakmak zoruna gidiyorsa, şimdiki yaptıklarına bak, belki anlarsın…