“Anayasa’yı değiştirmek, hükümeti yıkmak, TBMM’ni kapatmak, seçilmiş başbakanı ve iki bakanını asmak” suçlarını bu ülkede kim işledi?

İnternet siteleri kurarak hükümete, Meclis’e, halkın seçtiği insanlara olmadık hakaretleri kim yaptı, kim yapıyor?

“Boru” diyerek Beykoz’daki İstek Vakfı arazisine lav silahı ve mühimmatı kim gömdü?

İrtica Eylem Planı “kâğıt”ları hazırlayarak, hükümeti düşürmek için darbe planlarını kim yaptı?

Kim, Fatih ve Bayezit Camilerini bombalamayı, kendi jetlerimizi düşürmeyi, 200 bin kişiyi stadyumlara doldurmayı, Ak Parti ve Gülen’i bitirme senaryolarını 1. Ordu karargâhında planladı?

Emekli uzman çavuş Ahmet Büyükşahin, 1984 yılında PKK’nın ilk eylemi Eruh Jandarma Karakolu baskınıyla ilgili, Eruh Cumhuriyet Başsavcılığı’na, sonra da Batman Ağır Ceza Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulunmuş. Gazetelere düşen suç duyurusunun özeti şöyle:

                “Mayıs 1984’te Çirav ve Çaçi dağlarında 20-30 kişilik silahlı teröristin Kürt devleti kurmak için harekete geçtiklerini, Eruh İlçe Jandarma Komutanlığı’na silahlı baskın düzenleyeceklerini, bölgede yaşayan Soran ve Garisan aşiretleri ilçe jandarma komutanlığına haber vermişler. Jandarma komutanı 14 ağustos 1984’te izne ayrılmış, izne giderken erlerdeki mermileri toplatarak karakol komutanının odasına kilitlemiş. 15 ağustos gecesi saat 22.00 sularında 30-40 kişilik silahlı terörist jandarma komutanlığını basıp erleri rehin almış, bir eri şehit etmiş.” (1 Ağustos, Zaman)

                Daha ilk günden bugüne ihmaller, ihanetler sürüp gidiyor.

                Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı, İrtica Eylem Planı gibi dava konusu olan ihanet eylemleri ordu içine gizlenmiş bir ihanet odağını işaret ediyor.

                Genelkurmay eski başkanı ve 4 general; Eruh, Dağlıca, Aktütün, Hantepe, Reşadiye, Silvan’da  Mehmetçiği koruyamadıkları için istifa etmek yerine, sanık konumuna düşmüş rütbelilerin terfisini sağlayamadıkları için istifa etmeleri ne acı.

                Milletin çocuğunun canından sizin rütbeleriniz daha mı önemli?

                Yazık!..

                4 generalin istifa etmesi, demokrasi adına sevindirici. Demek ki darbe yapma güç ve cesaretini kendilerinde bulamıyorlar.

                Bu durum ülkenin demokratikleştiği ve hukuk devletine dönüştüğü anlamına gelmez. Nitekim YAŞ’ta sanık generaller, başbakanın karşısında oturuyor. Saldıray Berk ve Ege Ordu Komutanı Nusret Taşdeler sanık durumundalar ve yargılanıyorlar.

                Demokratik bir ülkede YAŞ kurumu olmamalıdır. İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda tayin ve terfiler nasıl yapılıyorsa Milli Savunma Bakanlığı’nda da öyle yapılmalıdır.

                Kendine ordu süsü veren ve ordu içinde örgütlenmiş Ergenekon yapılanması, İtalya’daki adıyla Gladio, tıpkı İtalya ve öteki NATO ülkelerinde olduğu gibi, sökülüp atılmalıdır.

                1960, 1971, 1980, 1997’de darbeyle hükümet deviren ve 2009’da hükümeti devirme planları yapan, hâlen görevi olmadığı hâlde internet sitelerinde, milletin seçtiği iktidarlar ile ilgili kara propaganda yapan subayların nereden yetiştiğine odaklanma zamanı geldi, geçiyor.

                Askeri okullardaki eğitim masaya yatırılmalı.

                Bu okullardaki müfredatlar Talim ve Terbiye Kurulu’nun kontrol ve onayından geçmeli.

                Askeri okullardaki eğitim demokratikleştirilmeli.

                Bütün okullara ve özellikle askeri okullara “demokrasi ve insan hakları dersleri” konmalı.

                Darbelerin ülkemizi geri bıraktığı, darbelerin geri kalmış ülkelerde yapıldığı, demokratik ülkelerin kalkınmış olduğu, darbecilerin halk iradesini katlettiği ve Pentagon onaylı ihanet eylemleri gerçekleştirdiği bu okullarda iyi işlenmeli.

                Ekmediğinizi biçemezsiniz.