• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=666228323
  • https://twitter.com/durancetin
Site İçeriği

Kültür Dünyamız videoları
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
OKUMAK
31/07/2012

       İnsan bildiklerinin öğretmeni, bilmediklerinin öğrencisi olabilmelidir. Kendisine lazım gelen bilgileri öğrenmek için çabalamalıdır. Çabalamalı ve hep çevresindeki insanlara bilgileri nispetinde faydalı olmaya çalışmalıdır.

      Bir şeye ulaşabilmek için mutlaka bir arayış içerisinde olmak lazımdır. İhtiyaç meselesidir okumak; yeme içme, barınma, uyuma gibi. İnsan her şeye vakit ayırdığı gibi okumaya da vakit ayırmalıdır ki bir yanını doldururken diğer yanını boş bırakmasın. Kişinin sadece fizyolojik ihtiyaçlarını gidermesi bunun yanında bilgi olarak kendini donatmaması mantıklı bir iş değildir. Nasıl ki tek kanatlı bir kuşun uçabilmesi olanaklı değilse insanın da sadece fizyolojik ihtiyaçlarını gidermesi, bilgi yönünden kendisini geliştirmemesi olanaklı değildir. Kişinin hem maddi yönünü hem manevi yönünü sürekli geliştirmesi gerekmektedir. Okumayanlar, okumaya karşı ihtiyaçlarının olmadığını düşünen insanlardır ki bu bir nevi “ben biliyorum nasıl olsa” kabilinden büyüklenmeye de işarettir. Aslında böyle düşünen insanlar birçok şeyi bilmiyorlardır, sadece bildiğini zannedenlerdir. Okudukça insan bildiğini zannettiği bilgilerin aslında cahili olduğunu fark edecektir. Bir büyük zât “Bildiğim bir şey var ki o da hiçbir şey bilmediğimdir” diyerek aslında yeni öğrendiği bilgilerin kendisini bilgi yönünden çok fakir bir insan olarak hissettirdiğini anlatıyor. Başka bir büyük zât ise; “Bilmediklerimi ayağımın altına alsam, başım göklere değerdi” diyerek aynı konuya parmak basıyor. Burada biraz düşünmemiz gerekmiyor mu?

      Yavuz Bülent Bakiler kendisiyle yapılan bir söyleşide, Namık Kemal’in bir yazısından çok etkilendiğini, bu sebeple kendini geliştirmeye başladığını söylemiştir. Yazıda onu etkileyen yer şöyle:  Bir insanın zekâsı bildiği kelime sayısıyla orantılıdır. Bir insan ne kadar çok kelime bilirse kendini rahat ifade eder, kendisine anlatılanları kavrar. Bilmezse kendini anlatamaz, ikide bir tökezler, şey, yani, ıhhh, atıyorum… gibi birtakım kelimelerle konuşan insanların kelime dünyası çok zayıftır. O bakımdan ikide bir bu kelimelere müracaat ederler.” Bu yazıda okumanın önemi çok açık alarak anlatılmıştır ve gerçekten de okumayan insanların meramlarını dile getirmede zorluk yaşadıkları tespit edilmiştir. Günümüzde insanlarla iletişimimizde neden çok az kelime ile konuştuğumuza bir de bu pencereden bakmakta fayda var diye düşünüyorum.

      İnsanlığın zorluklara, sıkıntılara maruz kalmasının sebebinin cehalet olduğunu düşünenlerdenim. Bu sebeple insanlığın kurtuluşunun eğitimle, bilimle, teknoloji ile mümkün olacağını düşünüyorum. Farklı yerlerde değişik sohbetlerde sorulan “Ne olacak bu memleketin hali?” sorusunun cevabı herkese göre farklıdır. Doğru ya da yanlış herkes bir fikir söyler bu konuda. Memleketin kötü halinden dem vuran kişinin “herkes evinin önünü temizlerse mahalle temiz olur” düşüncesinden mülhem memleketi için başkasından önce kendisinin iyi bir şeyler yapması gerekmektedir. Hep hatayı başkasında arama yanlışlığından vazgeçip “ne olacak benim halim” diyebilmeli ve eksik gördüğümüz yanlarımızı okuyarak doldurmalı ve kendimizi geliştirmeliyiz. Bu, duyarlı bir insan için bir vebaldir.  Bu vebalden kurtulmak da ancak okumakla mümkün olabilir. Okudukça kişinin beyninde farklı fikirler, projeler belirecek ve birey pasif (atıl) durumunu aktif hale getirip faydalı bir insan olabilecektir. Okuyan insan, bulunduğu ortamda bildiklerini anlatarak etrafını aydınlatabilir, herkese faydalı olabilir.

      İnsanı diğer canlılardan ayıran fark “akıl”dır. O zaman bu farkın hakkını vermek icap eder. “İki günü müsavi (eşit) olan zarardadır.” sözü uyarınca her günümüzü bir önceki günden daha iyi geçirmek zorundayız. 

      Okumanın değerini bilen ve bunu hayatına uyarlayan kimselerden olabilmek ümidiyle…


1769 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan.
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz.
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım.
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz.
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız...
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek.
KIR İNADINI - 03/03/2014
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır.
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır.
 Devamı
SÖYLEŞİ VE İMZA
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam21
Toplam Ziyaret357557