![]()
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
NEDEN MUTLU DEĞİLİZ?
10/09/2012
Hükümdarın biri daha önce deniz yolculuğu yapmamış acemi bir köleyle bir vapura biner. İlk defa gemiye bindiği için içi korkuyla doludur. Gemi seyahatinin de bazı zorlukları vardır. Bunları bilmeyen köle korkar, titrer ve ağlamaya başlar. Bu durumdan hükümdar rahatsız olur. Ne yaptılarsa köle sesini kesmez, bağırır çağırır, gemidekileri rahatsız eder. En sonunda bir bilge hükümdara gelir der ki: “Efendim müsaade ederseniz ben bu zatı sakinleştirebilirim.” Hükümdar beğenir bu fikri ve kabul eder bilgenin teklifini. Bilge, kölenin denize atılmasını söyler. Oradakiler bilgenin dediğini yapar. Köle birkaç kez suya batıp çıkar ve en sonunda geminin dümenine yapışır. Köleyi tutup içeri alırlar. Sonra bir köşeye çekilir ve rahatlar. O köşede hiç ses çıkarmaz, öylece durur ve etrafını izler. Hükümdar bilgeye yaptığının mantığını sorar. Bilge, “Köle daha önce batma eziyetini bilmediği için geminin içindeki huzur ve sükûnetin farkında değildi. Rahatın kıymetini bilmiyordu.” İşte huzur da böyledir çoğu zaman. Elimizdedir mutluluk ama fark edemeyiz. Çünkü hep yakınmalarla, şikâyetlerle vakit geçiririz de yanı başımızdaki huzuru yakalayamayız. İnsan sıkıntılı bir durumla karşılaşmadan rahatının değerini bilemiyor ne yazık ki. Biz insan olarak kendi durumumuzun iyiliğini değil de hep başkalarında gördüğümüz iyiliği düşünürüz, “niye bizde yok” diye de hayıflanırız. Hâlbuki bakmanın ötesinde görmeyi sezebilsek neler göreceğiz neler. Kendisine ayakkabı almadığı için babasına kızan ve hayatı zehir eden bir çocuk yolda karşılaştığı bir başka çocuk tarafından tebessümle karşılanır. Diğer çocuk: “Üzgün görünüyorsun, bu hayat her şeye üzülmeye değmez, mutlu olmaya bak.”der. Bizimki bu sözleri söyleyen gence dikkatli bakınca şok olur. Kendisine “hayat üzülmeye değmez” diyen diğer çocuğun iki ayağı da yoktur ve tekerlekli sandalyede hareket edebilmektedir. Çocuk tekerlekli sandalyedeki tebessüm halindeki diğer çocuğu ve sözlerini düşününce babasına karşı yaptığı davranışın ne kadar yanlış olduğunu fark ederek utanır yaptığından. İşte hayat da böyledir. Bize birisi daha kötüsünü göstermeden biz iyi halimizi göremiyoruz. Feryat figanla yakınmalarla geçiriyoruz ömrümüzü. İnsan maddi bakımdan kendinden daha düşük seviyede yaşayana, manevi bakımdan da kendinden daha üstün yaşayana bakmalı ki mutlu olabilsin. Biz tam tersi bir bakış açısına sahibiz. Hep bizden iyileri görüyoruz. Kendimizi mutsuz etmeye uğraştığımız kadar mutlu etmeye de uğraşsak inanın sorun bitecek. Mutluluk sadece parayla kazanılan bir durum olsaydı zenginler dünyanın en mutlu insanları olurdu. Ama çevremize baktığımızda durum bunu teyit etmiyor. Zenginlik mutluluk için yetmiyor. Dünyanın en çok milli gelire sahip ülkelerinde (İskandinav ülkeleri) insanlar huzursuz, mutsuz. Bu ülkelerde gelişmişliğe paralel olarak insanların iç dünyalarını dolduracak bir ölçüt olmadığından insanlar intihar yolunu seçiyor kendisine. Neden, çünkü bu dünyadan alacağı hiçbir zevk kalmamış, bir de intiharı denemek istiyor. Dünyada en çok intihar olayları bu ülkelerde meydana gelmektedir. Bu ülkelerdeki insanlar çok zengin olabilirler ama bu durum onların çok mutlu oldukları anlamına gelmiyor. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016 |
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan. |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016 |
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor |
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016 |
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz. |
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015 |
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım. |
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014 |
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz. |
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014 |
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız... |
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014 |
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek. |
KIR İNADINI - 03/03/2014 |
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır. |
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014 |
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır. |
![]() |