• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=666228323
  • https://twitter.com/durancetin
Site İçeriği

Kültür Dünyamız videoları
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
KENDİMİZİ TANIMAK
13/02/2013

Hayatı yaşama konusunda hep sıkıntılıyız. Her özel günü, özel anı değerlendirmek için kurduğumuz hayaller boşa gidince, hayallerimizi hep ıskalayınca kendimize güvenimiz de kalmıyor. Çoğu zaman o anları neden değerlendiremediğimizi durup düşünmek bile istemiyoruz. Hayatı nasıl yaşamamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Ya başkalarının suni gündemlerine takılıp kalacağız ya da kendi asıl gündemimizle meşgul olacağız. Hayat bizim, tercih de bizim. Hayattan ne istediğimizi biliyorsak, bunu nasıl gerçekleştireceğimizi de düşünmememiz gerekiyor.

İnsan vaktini değerlendirmeyi, kendini geliştirmeyi istemeli öncelikle. Kendini geliştirme, kendine vakit ayırma derdinde olmayan kişiye vaktin önemini anlatmak beyhude çaba olacaktır.

Başarısız insan yoktur, başarıya yeterince odaklanmamış, kendini yeterince tanımayan, kişisel özelliklerini tam olarak kullanmayan, yeteneklerini ortaya çıkarma fırsatı yakalayamamış, başarıya karşı motive edilmemiş insan vardır. Başarılı olan insanlar, diğer insanlardan çok daha fazla zeki oldukları için başarılı olmamışlardır; onlardan daha fazla motive oldukları için, hedeflerine ulaşmak adına daha fazla çalıştıkları için ve hayattan ne istediklerini bildikleri için başarılı olmuşlardır. Sürekli çalışan insanın hayatta başaramayacağı iş yoktur. Yeter ki gayret etsin.

Bir hikâye ile devam edelim.

İki arkadaş ormanda ağaç kesiyorlarmış. Birinci adam erkenden kalkıp, ağaçları kesmeye başlıyor, bir ağacı devirince hemen başka bir ağaca gidiyor, onu kesmeye çalışıyormuş. Dinlenmediği gibi öğle yemeği için bile kendine vakit ayırmıyormuş. Akşam ikinci adam evine döndükten sonra da çalışıyor, evine ondan birkaç saat sonra gidiyormuş. Geç saatlere kadar sürekli çalışıyormuş.

İkinci adam ise ağaçları keserken ara sıra dinleniyormuş. Yemeğine ve dinlenmense de vakit ayırarak işini akşama kadar yapıyormuş. Akşam olunca daha fazla çalışmaya gerek duymuyor, karanlık olduğunda evinin yolunu tutuyormuş.

İki adam da çalışmalara bir hafta devam etmişler.

Çalışmanın sonunda ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.

Sonuç; birinci adam için çok şaşırtıcı çıkmış, ikinci adamın kestiği ağaç daha fazla olmuş.

Birinci adam öfkelenerek sormuş:

-Senden daha çok çalışmama rağmen, daha erken işe başlamama ve daha geç işten ayrılmama rağmen nasıl olurda senin kestiğin ağaçtan daha az kesmiş olurum?

İkinci arkadaş, tebessümle cevabı vermiş:

-Ortada anlaşılmayacak bir durum yok. Sen durmadan dinlenmeden çalışırken, ben zaman zaman dinlenip baltamı biliyordum. Baltamı bileyince daha az çaba sarf ederek daha fazla ağaç kesebiliyorum.

Bazen hayatın yoğun koşuşturmaları içerisinde sevdiklerimize vakit ayıramadığımız gibi kendimize de vakit ayıramıyoruz. Gerçekten yoğun mu çalışıyoruz? Aslında çok yoğun olduğumuz söylenemez. Her yanımızı “yoğunluk psikolojisi sarmış”. Bu algı, hep yoğun olduğumuzu, hiçbir şeye vakit bulamadığımızı sürekli bize pompalıyor. İnsan önem verdiğine her zaman vakit bulur. Bunun istisnası pek yoktur. Bizim önem verdiğimiz kişi ve olayları bir daha gözden geçirmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Yoksa kalabalıklar içinde yalnız ve mutsuz yaşayıp gideceğiz. Kendimizi bir “yoğunluk psikolojisi” rüzgarına kaptırmışız gidiyoruz, bir o yana bir bu yana savrularak.

Hayatta baltamızı bilemek, kendimizi geliştirmek, daha fazla okumak, daha donanımlı hale gelmek için çabalarken ara sıra dinlenerek hayatımızı gözden geçirebilmemizdir. Hayallerimiz, hedeflerimizi, geleceğimizi düşünebilmemizdir. Bu düşünme, kendimizi daha iyi hissetmemize, hedeflerimize ulaşma konusunda da daha bir gayretli çalışmaya vesile olabilecektir. Başarılı, mutlu bir yaşam sürmek için eksik yönlerimizi gözden geçirme, gelişmiş yönlerimizi de daha da iyileştirme yollarını aramalı, baltamızı bilemeli ve kendimize vakit ayırmalıyız.

Kendimizi tanıyarak, kendimize daha fazla zaman ayırmak, daha mutlu olmak ümidiyle…

Hoşçakalın.



1664 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan.
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz.
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım.
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz.
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız...
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek.
KIR İNADINI - 03/03/2014
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır.
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır.
 Devamı
SÖYLEŞİ VE İMZA
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam62
Toplam Ziyaret357598