![]()
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
ZORLUKLAR KARŞISINDA PES ETMEYELİM
20/02/2013 Bir
amaç uğruna birçok zorluğa katlanılır. İnsan sıkıntı çekmeden başarıyı
yakalayacağını düşünebilir bazen, ancak böyle bir başarı elde edilse bile saman
alevi gibi olur. Bir anda var olan hemen yok olur. Başarıyı kolay yakalayan,
onun değerini bilmez, kolay kaybeder. Her
engelde, hayatımızı iyileştirecek fırsatlar vardır. Bir hedef için plan yapıp
çalışmaya başlayan insanı bazen farklı sıkıntılar, engeller zora sokar. Azmi
tam, kararlılığı tam olan kişiler bu tür sıkıntıları kolay aşabilirler. Ama tam anlamıyla motive olamayan, hedefi
uğruna çalışma konusunda tereddüt yaşayan insanlar en küçük zorlukta pes etmeyi
tercih eder. Hayatta birçok kişi
başarıya ulaşmadan pes etmiştir, ya da başarısızlık zannı ile bir işe girişmeye
cesaret bile edememiştir. İşte böyle durumlarda biraz sabır gösterilebilse
yapılamayacak zannedilen, uzak görülen bir işin ne kadar çabuk yapıldığı ne
kadar yakında olduğu anlaşılabilir. Sınavlara
çalışan öğrencilerin de çeşitli sıkıntıları olabilir. Bazen ders çalışma
ortamları bozulur, bazen dersten sıkıldıkları olur, bazen herhangi birini özler
ve yanında olmak ister, bazen deneme sınavlarından gelen sonuç kötü olur, bazen
çok sevdiği bir insanın başına bir iş gelir, bazen vücudunda bir rahatsızlık
meydana gelir, bazen ailesiyle problemleri olur. Bu sorunların hepsi hemen
hemen tüm öğrencilerin başına gelebilecek sorunlardır. Bu sorunlara takılıp
ders çalışma azmi ve iradesini rafa kaldırma yerine bu sorunların meydana
getirdiği psikolojik durumu düzeltmeye çalışmalı bir an önce tekrar dersine
motive olmalıdır. Hiçbir
mazeret yapılmayan işin yerini tutmaz. Önümüze çıkan engelleri bahane ederek
çalışma programımızı değiştirmemiz bizim acziyetimizi gösterir. Engelleri aşıp
hedefimize doğru yol almamız gerekiyor. Dünyada çok çalışan kişilere ve
zenginlere baktığımızda o zenginliğin ya da çalışmanın nice zorlukların
ardından geldiğini görebiliriz. Hiçbir başarı tesadüf değildir ve ucuz bir
ücret karşılığı da elde edilmiş değildir. Mutlaka sıkıntı yaşanacak, mutlaka
engellerle karşılaşılacak, mutlaka istenmeyen, beklenmeyen durumlar ortaya
çıkacaktır. Bu durum, geçmişte böyle olduğu gibi gelecekte de böyle olacaktır. Her
zaman güneş karanlığın ardından doğar. En
ufak bir rüzgarda, küçük bir sorun karşısında bir o yana bir bu yana
savrulanlar için ne güzel söyler Mevlana: “Sıkıntılar gecedir. Dinlen,
kederlenme. Sabah elbet olacaktır”. Bizim
inandığımız değerler bize her zorluğun ardından bir kolaylığın olduğunu salık
vermektedir. Ancak bekleyene, sabredene… İnsan
ne kadar sıkıntı çekerse o kadar olgunlaşır, tecrübesi artar, güçlenir ve kendi yeteneklerine güveni artar. Meksika’da
Yukatan adında bir yer vardır. Dünyada tüketilen sisal bitkisin büyük bölümü bu
topraklarda yetiştirilmektedir. Sisal bitkisi, kenevire benzer, dokumada
kullanılır, bol elyaflı, büyük yapraklı bir bitkidir. Bu bitki organik bakımdan
fakir, zayıf, sert ve taşlı topraklarda yetişir. Amerikalı
bir şirket Florida’da sisal bitkisini üretmeyi düşünür. Karar verildikten sonra
iyi bakılmış bir araziye sisal tohumu ekmeye başlar. Ürünü kaldırma vakti
gelince bitkinin beklenenin üzerinde büyüdüğünü fark etmişler. Amerikalılar
bu duruma sevinmişler, “Sisal ticaretini Yukatalılar’ın elinden aldık”
demişler. Mahsulü
kaldırmışlar, yapraklarında elyafı aramaya başlamışlar. Ancak ortada tuhaf bir
durumun olduğu çok belliymiş. Çünkü yapraklarda olması gereken elyaftan bir
gram bile yokmuş. İşte
o zaman mesele anlaşılmış. Hayatının kolaylaştırılması, iyi bakılmış bir
araziye ekilmesi sisal bitkisini mahvediyor. Bir
sisal bitkisi ne kadar zorluk görürse o derece gelişiyor, kendinden bekleneni
veriyor. Sisal bitkisinin değerinin elyaftan anlaşılması gibi insanın da değeri
azim, sabır ve sebat ile zorluklara göğüs germesiyle anlaşılır. İnsan hayatta
başarılı olmak istiyorsa birçok zorluğa karşı dayanıklı olmak durumundadır. Zor
olan işler başarıldığında insanı daha çok mutlu eder ve kendi yeteneklerimize
güvenmemizi sağlar. Kolay elde edilen başarıların değeri bilinmez. Hoşça
kalın. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016 |
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan. |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016 |
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor |
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016 |
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz. |
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015 |
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım. |
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014 |
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz. |
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014 |
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız... |
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014 |
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek. |
KIR İNADINI - 03/03/2014 |
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır. |
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014 |
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır. |
![]() |