![]()
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
ZORLUKLARIN ARDINDA FIRSATLAR VARDIR
03/03/2013
Hayat boyunca bir dizi dert ve
sıkıntılarla karşılaşırız. An olur güler, an olur üzülürüz, sıkılırız. Aslında
hayat zorlukların ve kolaylıkların birlikte yaşandığı bir serüvenden ibarettir.
Kimi zaman kolaylıklar, kimi zaman zorluklar takip eder bizi. Biz kolay olana
talip oluruz, hep kolayı elde etmek isteriz ama bu çoğu zaman elimizde
değildir. Sıkıntılı durumlar çoğunlukla güzel
bir sonla neticelenir, kötü gördüğümüz bir şey gün gelir lehimize döner. Çok
defa dert sıkıntının ardından mutluluk kapılarının ardına kadar açıldığına da
şahit oluruz. Ama ilk etapta neden başımıza geldi, niçin beni buldu bu
sıkıntılar diye düşünmeden de edemeyiz. İlk olarak kötü bir durum olarak
gördüğümüz bir olay, kısa bir süre sonra “İyi ki böyle olmuş” dediğimiz bir
mucizeye dönüşmektedir. Hâlbuki her sıkıntı, her zorluk, bize yeteneklerimizin
geliştirilmesi adına verilmiş açık bir kredidir. Bu krediyi olumlu şekilde
kullanmak icap eder. Hayat yolu dümdüz bir yol değildir.
Bu yolda bazen yokuşlarda bazen de inişlerde geçer ömrümüz. Bazen normal yol
değil de patika yoldan yürümek düşer bahtımıza. Bunların her birinin bizim için
bir fırsat olma ihtimali vardır. Önemli olan başımıza gelen sıkıntılar değil,
bizim o sıkıntılara bakış açımızdır. Bu zorlukların herkesin başına da
gelebileceğini düşünerek ve bu sıkıntılarla baş edebilen insanların varlığını
düşünerek kendimizin de bu zamanları atlatması için teselli buluruz. Zamanın birinde bir kral, saraya
giden yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş. “Bakalım neler olacak, kim ne
yapacak” diye kendisi de pencereye oturmuş, olacakları seyretmeye koyulmuş.
Ülkenin en zengin tüccarları, en büyük kervancıları, saray görevlileri birer
birer gelmişler, geçmişler yoldan sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın
etrafından dolaşıp saraya girmişler. Yoldan geçenlerin birçoğu “Halktan o
kadar vergi alıyor, yolları temiz tutamıyor” diye kralı eleştirmiş. Sonunda
saraya meyve sebze getiren bir köylü çıkagelmiş. Sırtındaki küfeyi yere
indirmiş, kayayı yoldan kaldırmayı düşünmüş. İki eli ile kayaya sarılmış ve zor
da olsa itmeye başlamış. Sonunda çok zorlanmış, kan ter içinde kalmış ama
kayayı da yolun kenarına çekmiş. Tam küfesini sırtına alıp yoluna devam
edecekmiş ki bir de ne görsün? Kayayı kaldırdığı yerde bulunan bir kese
dikkatini çekmiş. Keseyi açmış, altın doluymuş. Bir de kralın notu varmış
içinde. “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir” diyormuş kral. Köylü,
yaptığı işin sonucunda farkında olmadığı bir ders almış “Her zorluk, sıkıntı,
engel, yaşam şartlarımızı daha da iyileştirecek bir fırsattır.” Böyle bir durumda biz ne yapardık?
Birçoğumuz, köylünün yaptığı gibi değil de diğerleri gibi kayanın kenarından mı
geçerdik? Bunu herkes kendi gönlüne sorabilir, cevabını orada bulacaktır. Bir olumsuzluğu, bir sıkıntıyı,
uygun olmayan bir durumu, bir problemi çözmeyi çoğu zaman aklımıza getirmeyiz,
ya da çözme iradesini kendimizde bulamayız. Hâlbuki o sıkıntının altından
hayatımızı güzelleştirecek bir fırsat çıkabilir. Bunun için çevremizde engel
olarak gördüğümüz durumları ortadan kaldırmaya azmetmek ve bir an önce faaliyete
geçmek gerekir. Bulunduğumuz ortamlarda
çözemediğimiz problemlerimiz vardır. Biz bu sıkıntıları çözmedikçe /
çözemedikçe bu problemler kartopu gibi büyür ve daha da büyük sıkıntılara yol
açar. Biz onu çözme cesaretini gösterdiğimiz an aslında problemin abartıldığı
kadar büyük olmadığını görürüz. Çünkü çoğu zaman problemin büyüklüğü sadece bizim
düşüncelerimizdedir, biz düşüncelerimizdeki problemi büyütürüz. Zoru görünce pes etmek, vazgeçmek,
kaçma emaresi göstermek çok kolaydır ancak zorluğa göğüs germek, sıkıntıları
aşmaya çalışmak da herkesin kârı değildir. Hayatımızı daha düzenli, daha güzel
yaşamak için zorluklarla birlikte yaşamak mecburiyetindeyiz. Sürekli önümüze çıkan
sıkıntılardan dert yanmak yerine o dert gördüklerimizi çözmeyi yeğlemek
gerekmektedir. İnsanın sıkıntı çekmeden bir şeyi tecrübe edinmesi ve başarması
mümkün görünmemektedir. "Güçlükler
başarının değerini artıran süslerdir” der Moliere. Zorlanmadan elde edilen
mutluluk ve başarının da değerinin olmayacağını ve kalıcı olmayacağını
söyleyebilirim. Zira zorluklar insanı olgunlaştırmak için vardır. Eskilerin
bir sözü vardır: “Kötümser, rüzgârdan
şikâyet eder. İyimser değişmesini bekler. Akıllı, yelken açar.” İnsan bir sahranın ortasında yaprak
gibi olursa ve hiçbir çabanın içerisinde olmazsa, onu her rüzgâr başka bir yöne
iter. Hayatta hep böyle beyhude dolaşır durur. Ama bir ağaç gibi olursa sahraya
bir neşe verir, mutluluk verir. Gölgesinde insanları serinletir, meyvelerinden
insanlara yarar sağlar. Hiçbir rüzgâr da bu ağacı bir o yana bir bu yana
savuramaz. Bu durumda bir yaprak gibi olmayı mı tercih etmeli, bir ağaç gibi
olmayı mı? Karar sizin. Hoşça kalın. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016 |
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan. |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016 |
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor |
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016 |
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz. |
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015 |
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım. |
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014 |
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz. |
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014 |
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız... |
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014 |
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek. |
KIR İNADINI - 03/03/2014 |
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır. |
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014 |
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır. |
![]() |