![]()
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
ÖRNEK OLMAK
20/03/2013
Hikâyeyi
bilirsiniz; “O
zaman söyleseydim, tesiri olmazdı ki. Çünkü ben senelerdir, her gün bir miktar
bal yerdim. 40 gün boyunca kendim hiç bal yemedim ve bunun başarılabildiğini
gördüm. Böylece çocuğa da böyle bir nasihati ancak şimdi verme hakkını kendimde
gördüm. Kendim bal yerken, başkasına ‘yeme’ desem tesiri olur mu hiç duamın?” Hikâyeden
verilmek istenen mesajı özellikle eğitimcilerin iyi anlaması gerekmektedir. Bir
davranışı biz yaparken başkasına “yapma” diyemeyiz/dememeliyiz. Zaten tesir de
etmez bu söz. Başkalarına
etki edebilmek için insanın evvela kendisini gözden geçirmesi gerekmektedir. Kendi
yanlışlarını, eksiklerini, zaaflarını görmeyen/göremeyen kişinin başkalarını
düzeltme hakkı yoktur. Örnek olmak için ilk başta kendimizi düzeltme yolunu
tercih etmeliyiz. Cenabı
Hakkın İsa peygambere “Ey İsa! İnsanlara anlatmadan önce kendine anlat” dediği
anlatılır. Söylenen
sözün tesiri onu anlatanın yaşaması ile mümkün olur. Hal dili ile yaşayabilen
insanların sözleri her zaman etkili olmuştur, olacaktır da. Çünkü hal dili söz
dilinden daha tesirlidir. İnsanın söz ve davranışları arasında paralelik
bulunmalıdır. Yoksa “ele verir öğüdü kendi kırar söğüdü” sözü gerçek olur, kişi
kimseye sirayet edemez. Kişi
sadece başkalarına bir şey anlattığı için değil, aynı zamanda kendini olgunlaştırması
için de sözlerindeki gibi yaşamasına ihtiyacı vardır. Söz ve davranış uyumu
içerisinde olmalıdır. Eğitim
sistemimizin içerisindeki sorunlardan biri de öğretmenlerin öğrencilere
“yapmayın” dediği birçok hareketi kendilerinin yapıyor oluşudur. Bu durumu
gören öğrenci öğretmenini ciddiye almaz, dolayısıyla öğrencinin gözünde itibarı
düşer. Bir
gün sınıfla pikniğe gitmiştik. Otobüste muavin koltuğuna ben oturmuştum. Şoför
ile muhabbet ede ede yolculuğumuzu sürdürüyorduk. İbrahim adında bir öğrencim
çok şaşırdığım şu cümleyi sarf etti: “Öğretmenim, siz bize Trafik dersinde
şoför ile konuşmanın yanlış olduğunu, kazaya sebebiyet verebileceğimizi
söylemiştiniz. Ama siz yol boyunca şoför ile sohbet ettiniz.” O kadar mahcup
olmuştum ki anlatamam. Öğrencimden utanarak özür diledim, yanlış yaptığımı, bir
daha dikkat edeceğimi, bana bir yanlışımı düzeltme imkânı verdiği için teşekkür
ettim. Bu hareketten sonra söylediklerime daha fazla dikkat eder oldum. Öğrenci,
kendisine söylenenin öğretmen tarafından yapılmadığını görürse, öğretmenini
ciddiye almaz. Öğretmenler, sağlıklı olmamızın faydalarını anlatıyor, sigara,
içki gibi alışkanlıkların kötü olduğunu anlatıyor ama zil çalınca yakıyor
sigarayı. Bu durum benim yukarıdaki yaşadığım olaya benziyor. Burada kötü olan
şu ki, belki de bazı öğrenciler sırf öğretmenlerinde gördükleri için sigarayı
deneyebilir. “Bir defa yapan, bin defa da yapabilir” sözünden hareketle öğrenci
bunu alışkanlık haline getirebilir. Bu durumda bunun vebali kimedir sizce? Küfrün,
kötü sözün yanlış olduğunu anlatan öğretmen, bunu davranışlarına yansıtamadığı
için (malesef), en ufak bir olayda sinkaflı küfürleri savuruveriyor. Bizim
gibi eğitimcilerin üzerinde ısrarla durması gereken konulardandır “örnek olma”.
Hal diliyle yaşamalıyız. Sözle anlatılanları davranışlarımızla da
desteklemeliyiz. Değilse kendi çalıp kendi oynayan oyuncuya döneriz. Böyle bir
öğretmenin tesiri hiç olmaz, ciddiyeti olmaz, önemsenmez. Tüm
davranışlarımızla örnek olabilmek dileğiyle… Hoşça
kalın. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016 |
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan. |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016 |
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor |
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016 |
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz. |
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015 |
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım. |
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014 |
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz. |
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014 |
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız... |
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014 |
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek. |
KIR İNADINI - 03/03/2014 |
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır. |
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014 |
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır. |
![]() |