• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=666228323
  • https://twitter.com/durancetin
Site İçeriği

Kültür Dünyamız videoları
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
MUHTEŞEM YÜKSELİŞ
03/08/2013

Bir roman, okuyucusunu olay örgüsünün içine çekerken, onun gönül dünyasının bam teline de dokunabilmelidir. Roman okumaktan maksat sadece güzel vakit geçirmek olmamalı, aynı zamanda kişi roman okurken yeni şeyler öğrenebilmeli ve kendine dersler çıkarabilmelidir. Değerli hocam Duran Çetin’in son romanı “Muhteşem Yükseliş”in bu anlamda övgüyü fazlasıyla hak ettiğini belirtmeliyim.

Kitapta insanların yaşamını güzelleştiren birçok haslet tatlı bir esinti gibi okuyucuya hissettirilmiş. Yazar, kitabın bazı bölümlerinde büyük zatların hayatlarından örnekler vererek, okuyucuya bizzat ana kaynaktan da bilgi sunmuştur.

Dili oldukça sade ve anlaşılır olan bu romanı çok daha fazla kimsenin okumasını isterim. Zira kendime örnek aldığım noktalar olduğu gibi, başkalarının da örnek alacağı değerler olabileceğini düşünüyorum.

Kitaptaki bazı ayrıntıları hayatıma uygulamayı planlıyorum. Romanın ana kahramanı Basri ağanın evinde ailesiyle arasındaki sevgi bağının ve fertlerin birbirlerine karşı muhabbetinin -özelikle saygısının- herkese örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Basri ağanın yanlış işlerine rağmen diğer fertlerin hal ve hareketlerinde, sevgi ve saygılarında hiçbir değişiklik olmadığını da belirtmeden geçmeyelim. Bu da ancak ailede çocuk yetiştirmenin, örnek olmanın, fedakârlığın, gayretin, iyilik duygularının göstergesi olabilir.

Akıl, ahlâk, bilgelik, erdem, doğruluk, saygı, sevgi, vefa düsturlarının hepsinin en güzel şekilde yaşandığı bir ev düşünün. Bu tarz evler ile insan mutluluğunu fazlasıyla artırabilir. Her ev bu kadar güzel olmaz. Bunun kıymetinin de bilinmesi gerekirdi. Çünkü herkeste olandan daha fazlası vardı bu evin fertlerinde. Ancak bu kadar güzel bir ev, fertlerden birinin vurdumduymazlığı yüzünden yaşanması zor bir eve dönüvermişti. Bu durum, bir kişinin etkisinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyordu.

Hayallerini gerçekleştirmek uğruna yaptığı işin doğruluğuna bakmaksızın her şeyi göze alan doyumsuz insanın öyküsü bu. Sadece varacağı noktaya odaklanan bir insanın kimliğinden, kişiliğinden taviz vermeyi bile göze aldığı bir hayatın öyküsü. Güzel hayalleri, güzel hedefleri olan bir insanın, bir hırs uğruna rotasından çıkan bir gemi misali nereye gittiğinin belli olmadığı bir hayatın öyküsü bu. Dünyanın içinde gömülüp gitmenin insanı yanlış yollara götürebileceğinin ve pişmanlığın yarar sağlamayacağı bir sona doğru sürüklenmenin öyküsü bu. Zamanla kendine ters gelen tüm düşünceleri, icraatları bir hiç uğruna yapmaya başlamanın öyküsü bu. İnsanın aşırı hırs ve sınırsız isteğinin sonucu olarak bela ve musibetlere kapı aralamasının öyküsü bu.

Kitapta geçen güzel bir hikâye ile yazımıza devam edelim.

        Bir zaman adamın biri hamama giderek, hamamda göbek taşının üzerine uzanıp terlemesini bekliyordu. Biraz sonra aynen kendisine benzeyen bir adam girdi hamama

        Adamın yanında tellaklar, etrafında hizmetçiler koşuşturup duruyordu. Adamı hamamın en temiz ve lüks kısımlarından birine aldılar.

Göbek taşının üzerinde yatan adam, gelen kişinin kendisine bu kadar benzemesine çok merak edip, “Kim imiş bu” diye bir bakmak istedi. Adamın odasını açıp baktı ki, adam ölmüş.

Fırsat bu fırsattır. Nasıl olsa bu adam bana tamamen benziyor, alıp bunu göbek taşına yatırayım ben de bunun yerinde kalırım, biraz sonra gelen hizmetçiler beni o adam zannederler diyerek adamı düşündüğü gibi kendi yerine koydu, kendisi onun yerine geçti.

Biraz sonra hakikaten beklediği gibi tellaklar gelip terleyip terlemediğini sordular ve kendisini iyi bir yıkadılar. Adamın işi yolunda idi. Biraz sonra zengin olacak, belki de milyonluk olup çıkacaktı. Keyfine göre yıkandıktan sonra hamamdan giyinme odasına aldılar. Üstünü başını kuruladılar. Hizmetçiler etrafında dört dönüyorlardı. Elbisesini giydi, dışarıda kendisini bekleyen arabasına bindi ve gayet muhteşem konağına vardı. O zengin adama çok iyi benzediği için kimse şüphelenmiyordu bile…

İçeri girdi. Etrafında hizmetçiler, cariyeler, “Ne emredersiniz efendim” diye emrini bekliyorlar, bir taraftan da yeni banka hesaplarını, alacaklılardan alınan tahsilâtı haber veriyorlardı. Adam birdenbire milyoner olup çıkmıştı.

Adamın hiç açık vermeden: “Şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın!” gibi etrafa emirler veriyor, zenginliğin tadını çıkarmaya çalışıyordu.

Birden “şak” sesiyle suratına bir tokat yedi. Gözünü açtı ki, hamamda göbek taşının üzerinde hala yatmakta, temizlikçiler gelmiş hamamı temizlemekle meşguller ve kendisine: “Kalk be adam sabahtan beri yatıyorsun! Yeter artık yattığın, temizlen de çık.” diyorlardı.

Adamcağız anladı rüya gördüğünü, “Eyvah!” dedi ama elden ne gelirdi ki? İşte dünya hayatı da böyle bir rüyadan ibarettir. Bir gün yattığın uykudan uyanırsın ama neye yarar ki.

İnsanın ömür sermayesinin kısalığına mukabil, dünyalık işlere kalbini bu derece kaptırmasının, sevdiklerinin kalbini kırmasının, bu kadar açgözlü olmasının, amacına ulaşmak için meşru olmayan her yola girmesinin yanlışlığını anlatan güzel bir hikâye.

Roman kahramanı Basri ağanın bir yerlere gelme, kendini ön planda görme arzusunun benzeri diğer alanlarda da kendini gösteriyor. Memuriyette yükselme, idarecilikte yükselme, hayatın diğer sosyal konumlarında yükselme biçiminde tezahür eden durumlar da insanları bazen içinden çıkılmaz yanlışlara sevk edebiliyor. İnsan bir yere gelebilmek adına her şeyinden taviz verip istediği makama ulaşmaya çalışmaktadır. Bu satırları yazan, insanın içinde fıtraten var olan yükselme arzusunu değil, “ne pahasına olursa olsun” diyerek “muhteşem yükseliş”i gerçekleştirmeyi eleştirmekte, bu durumu hem vicdana hem ahlaka uygun görmemektedir.

Bu güzel kitaptan bir parça ile yazımı sonlandırıyorum.

İnsan bu! Bazı dünyalıklar insanın ruhuna hükmedebilir. İnsanı esiri yapabilir. Bu ne zaman ve nasıl olur kestiremezsin. Dünya insanın içinde büyüdükçe büyür. İnsan da bu isteğin karşısında küçüldükçe küçülür. Bir kum tanesi kadar kalır. Yalnızlaşarak küçülmeye devam eder. Güçlendiğini düşündükçe acizleştiğinin farkına varmaz. Ve çaresizlik başlar. Yaptığı yanlışların daha çoğunu ve daha büyüğünü yapmaya devam eder gider. Dünyanın esiri olarak hayatına devam ettiğini sanır. Para ve iştir onun bütün aşkı.

Hoşça kalın.



1737 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan.
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz.
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım.
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz.
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız...
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek.
KIR İNADINI - 03/03/2014
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır.
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır.
 Devamı
SÖYLEŞİ VE İMZA
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam59
Toplam Ziyaret357595