![]()
Mehmet Yılmaz
mehmetyilmaz042@hotmail.com
HAYATA GÜZEL BAK
28/09/2013 Hayatın doğal akışı
içerisinde çok farklı sosyal ilişkiler kurarız. Bazı insanlar her zaman
olaylara pozitif bakar hep güzel yanını görmeye çalışır. Aslında olması gereken
de budur. Olayların iyi yönlerini görmemiz lazım gelir. Diğer türlü elimizdeki
her iyi nesne veya bize verilen güzel bir imkân bile yetersiz ve kötü
görünecektir. İnsanın hayata bakışının
olayların seyrini müspet ya da menfi değiştirdiğine şahit oluyoruz. Nice dostlar
gördüm güzel bakmayı hayatına düstur edinmiş, böyleleri hayatından çok mutlu
oluyor genelde. Nice insan da var ki her şeyi kötü gibi size hep anlatır durur.
İşi kötü, mesai arkadaşları kötü, çalışma şartları kötü, insanlar kötü diye hep
dert yanar. Böyleleri çevrelerine sürekli güvensizlik telkin eder. Çevrelerine kötü ışık
yayan bu insanlarla beraber olanlar da hayata hep o karamsar pencereden bakmak
zorunda kalırlar. Burada olması gereken böyle biri varsa ondan uzak durmaktır. Çünkü
böyle bir arkadaş yakında sizin de hayattan lezzet almanıza mani olabilir. Bu tür insanlar iyi,
güzel, faydalı faaliyetlere hep kötü gözle bakarlar ve sürekli öküzün altında
buzağı ararlar. Her güzel oluşumun, faaliyetin, işin ardındaki kötü niyeti (!) hemen
fark etme bakımından üzerlerine yoktur. Bu tür insanlardan uzak
kalmanın kendi sağlığımız açısından da yararları pek çoktur. Her kötüyü
dinleyebiliriz ama hayata hep o nazardan bakınca yaşamak daha da zor gelir
insana. Bu sebeple hayatta hep eleştirel bakan insanlara karşı kulaklarımızı ve
gözlerimizi kapatmalı, kendi güzel bildiğimiz yolda ya da işte muvaffak olmak
için uğraşmalıyız. Bu satırları yazanın kastı, bir işe girişirken o işin
olumsuz yanlarını kalp kırmadan dostane bir şekilde anlatarak kişiyi kötü
olaylardan kurtarmaya çalışan insanlardan uzak durmak olarak anlaşılmamalıdır. Aksine
böyle insanların varlığının artmasının toplum sağlığını da olumlu olarak
etkileyeceğini düşünmeliyiz. Eleştirel insanların çok
fazla dinlenilmemesi ile ilgili güzel bir hikâyeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Bir gün kurbağalar
arasında bir yarışma yapılacakmış. Yarışın amacı kurbağaların yüksek bir ağacın
tepesine çıkması imiş. Kurbağalar erkenden bu yarışı seyretmek için
toplanmışlar. Derken yarış başlamış. Kule o kadar yüksekmiş ki
seyircilerin de yarışmacı kurbağaların bunu başarabileceklerine
inanmıyorlarmış. Destek olmak yerine bağırarak olumsuz sözler sarf etmeye
başlamışlar: -
Hiçbiriniz başarılı olamayacaksınız! Hiç boşuna
denemeyin. Siz oraya çıkamazsınız. Yarışmaya başlayan
kurbağalardan bir kısmı bu sözleri duyarak ümitsizliğe kapılmış ve denemekten
vazgeçmiş. Bir kısmı da daha ilk sıçramada başarısız olmuşlar. Yarışmaya başlayan
kurbağalardan biri azimle yarışmaya devam ediyormuş. Bu sırada seyirciler
bağırmaya devam ediyormuş: -
Hiçbiriniz başarılı olamayacaksınız! Hiç boşuna
denemeyin. Siz oraya çıkamazsınız. Bu yarıştan vazgeçin. En
sonunda o tek kurbağa büyük bir gayretle o daldan bu dala sıçraya sıçraya
ağacın tepesine tırmanmış. Yarışı kazanan bu kurbağa olmuş. Seyirciler büyük
bir sessizlik ve hayretle bakmışlar. Kurbağa olmaz denileni oldurmuş, imkânsızı
başarmış. Ağaçtan yere indiğinde bütün seyirciler tebrik etmiş başarılı
kurbağayı. Seyirciler
bu duruma çok şaşırmış ve kurbağanın bu işi nasıl başardığını sormuşlar. Kurbağa
cevap vermemiş. O zaman kurbağanın sağır olduğunu anlamışlar. Kurbağa
seyircilerin olumsuz, motivasyon kırıcı sözlerini hiç duymamış, ümitsizliğe
düşmemiş ve azimle ağacın tepesine çıkmayı başarmış. Bu hikâyedeki gibi biz de
motivasyonumuzu kıran, bize her işin olmaz tarafını anlatarak bizi ümitsizliğe
düşüren insanlardan uzak durmamız gerektiğini anlamamız lazım. Bize destek olan, işin
olumlu yönlerini anlatan, kötü bir ihtimali de göz ardı etmeden kırmadan
anlatan güzel insanlara ihtiyacımız var. Muhabbetle… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 2 - 25/04/2016 |
Her şeyimizi paylaşarak egomuzu tatmin ediyoruz. Gittiğimiz her yer, yediğimiz yemek, içtiğimiz içecek, yaptığımız işe kadar her şeyi paylaşıyor insan. |
SOSYAL MEDYA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER 1 - 12/02/2016 |
Birçok insanın orada yazdığı ile yaşadığı hayat arasında uçurum var. Öyle derin cümleler yazıyor ve bunu paylaşıyor ki gören filozof zanneder. Orada iki tane ilginç kelimeyi bir araya getirip garip cümleler kurdu mu, kendisini farklı hissediyor |
YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 06/01/2016 |
İnsanlık damarlarının kurumaya yüz tuttuğu, merhamet esintilerinin semtimize hiç uğramadığı, mutluluk kaynaklarının hovardaca tüketildiği bir zaman dilimini yaşıyoruz. |
ÇALIŞAN KAZANIR - 13/04/2015 |
‘’Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’’ sözünü hayatına ilke edinen ne güzel insanlar tanıdım. |
KUTLU ZAMAN - 29/06/2014 |
Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz. |
LALE BAHÇESİ - 19/05/2014 |
Biz öyle birkaç tokada lale bahçesini bozmayız... |
GÜVENİ YIKMA - 03/04/2014 |
Yapılanların tek tek ortaya çıkacağı, kimsenin hakkının zayi olmayacağı, haklının ve haksızın çok hassas terazilerde tartılacağı o güne kendimizi temiz olarak hazırlamalıyız. Hiçbir yapılan unutulmayacak, her şey önümüze dökülecek. |
KIR İNADINI - 03/03/2014 |
Bir yerde sabit fikirli insanlar varsa onların bulunduğu yerde sessizce beklemek daha mantıklı bir hareket olacaktır. |
HERKES ETTİĞİNİ GÖRÜR - 12/01/2014 |
Adalet duygusunu zedeleyenler de bir gün o adalete muhtaç olurlar. Hakkın kendisine telim edilmesini isteyen kişi de haksızlık yapmamalıdır. |
![]() |