Önemli başarıların temelinde bir anlık zamanın çok iyi değerlendirilmesi gayreti vardır. Hüzünlerimizin, sıkıntılarımızın ya da türlü acılarımızın altında da bir anlık dalgınlık, gaflet ve zamanı iyi kullanamama yatmaktadır. Hayatta birçok şeyin telafisi mümkün olabilir, ancak geçen zamanın telafisi olmuyor bir türlü. Elimize geçen zamanın tekrarının bir daha yaşanmayacağını düşünerek o anı çok iyi değerlendirmek gerekiyor.

Eskiler “Zaman çok kıymetli bir sermayedir” demişler. Zamanın kıymetini bilmeyen kişiler hayatının da değerini, anlamını bilemez, yaptığı işleri anlamlandıramaz. Hayatta başarılı olanlar hep işlerini vaktinde yapanlar, zamanı verimli kullananlardır.

       Mesnevi’den bir hikâye ile devam edelim.

Uzak diyarda şirin bir köy vardı…

Bu köyde yaşayan tatlı sözlü fakat kötü huylu bir adam evin önündeki yolun üzerine dikenler ekmişti.

Yoldan geçenler bu duruma kızdılar ve dikenleri sökmesi için o adamı uyardılar. Fakat adam bu uyarıları pek umursamadı. Dikenler her geçen gün biraz daha büyüdü, oradan geçenlerin ayaklarını kanatacak duruma geldi. O yolu kullananların elbiseleri yırtılıyor ve ayakkabısı olmayan yoksul kimselerin ayakları çok kötü oluyordu.

Şikâyetler artınca köyün muhtarı, o kötü huylu adamı ciddi bir şekilde uyardı:

-         Bunları mutlaka sök!

Adam, başkalarının rahatsız olmasını önemsemiyordu ve muhtara:

-         Tamam, bir gün sökerim diye cevap verdi.

Fakat adam, sökerim dedikten sonra çok zaman geçtiği halde dikenleri sökmedi.

Muhtarın yanında diğer insanlardan da adama defalarca uyarı geldi dikenleri sökmesi için. Ama adam her defasında “bugün sökerim, yarın sökerim” diye geçiştirmekten, oyalamaktan geri durmadı.

Bu arada dikenler günden güne güçleniyor iyice kök salıyordu.

İşler öyle bir noktaya geldi ki muhtar dayanamadı ve adamın yanına giderek en sert şekilde uyarısını yaptı:

-         Yalancı adam! Artık verdiğin sözü yerine getir, yeter milleti oyaladığın. Seni son

kez uyarıyorum!

       Anlaşıldığı kadarıyla adam tam olarak vurdumduymazın tekiydi. Muhtara:

-         Önümüzde çok günler var. Bugün olmazsa yarın…

Muhtar son sözünü söyledi:

-         Hayır, acele davran! İşi savsakladığın yeter. Sen bugün hallederim, yarın

hallederim deyip duruyorsun ama her geçen zaman o otlar daha da gençleşiyor. Onları sökecek olan sen ise yaşlanıp güçsüzleşiyorsun. Onun için çabuk ol, zamanı boşa geçir 

Zamanında yapılan bir iş, zamanında yapılmayan ve sonradan yapılan beş işten daha değerlidir. Bir işi bugün hallederim yarın hallederim diyenler, bir gün o “uygun zamanı” bulamayabilirler. Bu sebeple yapılacak işi ertelemek birçok ihtiyacı ve sıkıntının birikmesi anlamına gelir ki bu durum insanın huzursuzluğunu da artırır.

Muhabbetle…