Birgün bir adam uçurumun kenarında şarkı söyleyerek dolaşıyormuş. Aşağı düşse ölebilir. Bu vaziyette yürürken bir anda ayağı kayar ve düşer. Neyse ki bir çalı varmış ve ona tutunmuş, başlamış bağırmaya:

-       Kisme yoh miiiii?

Kisme yoh miiiii?

Kul sıkışmayınca hızır gelmez derler ya, aynen o sözdeki gibi Hızır çıkagelir.

-       Seni ben kurtarırım. Ama şartlarım var.

Buradan çıkınca güzel işler yapacaksın, güzel insanlarla beraber olacaksın, namaz kılıp oruç tutacaksın, hacca gidecek zekat vereceksiz...

Adam tekrar bağırmaya başlar.

-       Başka kisme yoh miiiii?

İşte bize güzel bir zaman. Bir işi şu zaman bu zaman yapacağım derken bir türlü motive olup yapamadıysak, bu kutlu zamanı değerlendirmeli, başka bir zaman (başka zaman yoh miiii?) diyerek berhava etmemeliyiz. Unutmayalım beklenilen başka bir zaman geldiğinde dünyada kalacağımızın garantisi yoktur.

Yine geldi bir kutlu zaman.

Ülkemiz adına kritik günlerden geçtiğimiz bu zaman zarfında kendimize yeterli vakti ayırarak bir muhasebeden geçmek yerinde olacaktır.

Hayatın hayhuyu içinde bazen yaptıklarımızın doğruluğunu yanlışlığını düşünecek hal kalmıyor bizde. Keşke akşam yatarken günün hesabını kendimize, vicdanımıza verebilsek.

Bir sanatçının “Dilin tutmadığı oruç mideye işkencedir” sözü beni derin düşüncelere sevk etti. Biz yıllarca hal ve kareketlerimizle, tüm organlarımızla oruç tutamadık. Mide aç kaldı ama türlü yanlışlarla bedenimize oruç tutturamadık.

Her yeni zaman dilimini değerlendirmeli ve her yeni günü “kötülükleri sıfırlayıp, güzelliklere yelken açma zamanı” olarak görmeliyiz. İnsanın farklı atmosferleri yaşayıp kendine her zaman çeki düzen vermesi; yemekten kendini alıkoyduğu oranda, yararsız işlerden, kötü sözlerden ve kötü düşüncelerden kendini uzak tutması gerekmektedir.

Her türlü ahlaksızlık, her türlü kötü düşünceyi, gıybeti, sui zanı, vicadan kapısından içeri sogulamadan aldık. Gün geldi ızdırap duyduk, ama çoğu zaman da “bu kadardan ne olu canım” demekten kendimizi alamadık.

Herkes için kendini hesaba çekme zamanı başladı. Bu fırsatı değerlendirmek için çabalamalıyız.

Kimse hakkında kötü konuşmamaya özen göstermeli, bu davranışı sadece bu aya mahsus olarak değil, ömrümüzün bir gayesi haline getirmeliyiz.

Kalbimizden öfke ve nefret duygusunu atmalı ve sevdiklerimizle aramızdaki kırgınlıkları, dargınlıkları bitirip yepyeni ve güzel bir ilişki için geçmiş kötülükleri silmeliyiz.

Şu veya bu sebeple ilişkiyi kopardığımız akrabaları ziyaret etmeli, ziyaret mümkün değilse her gün birkaç kişi aranarak gönüllerini almalıyız.

Dilimizi her türlü kötü sözden, kalbimizi her türlü kötü düşünceden ırak tutmalıyız.

Okuma programı yapmalı, bu ayda bize daha çok faydası olacak ve kendimizi geliştiricek kitaplar okumalıyız.

Boş zaman kavramını hayatımızdan kaldırmalı ve güzel faaliyetlerle zamanı etkin kullanmalıyız.

Etrafımızda varsa hasta ziyaretleri yapmalı, yoksa mutlaka kabir ziyaretleri ile ölmüşlere hayır dualar etmeliyiz.

Çocukları sevindirmeli onlara çeşitli hediyeler almalı ve bu manevi iklimin onlar için de güzel geçmesini sağlamalıyız.

Çevremizde ihtiyaç içerisinde olan insanlara, ihtiyaçlarına göre farklı yardımlar yapmalıyız.

İftar sofralarımızı israf sofralarına çevirmemeliyiz.

Tüm kötü alışkanlıklarımızı bitirmek için en güzel zaman dilimindeyiz. Bu konuda özen göstermeliyiz.

 Farklı yollarla çok güzel sohbetler dinlenilebilir. Bu konuda televizyon, radyo ve interneti faydalanılacak şekilde kullanabiliriz.

Herkesin kendine göre güzel bir program yaparak bu programı uygulayabilmesi ümidiyle...

Hoşça kalın...