• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=666228323
  • https://twitter.com/durancetin
Site İçeriği

Kültür Dünyamız videoları
Duran Çetin
durancetin@hotmail.com
EVLİLİĞİN DEVAMINI SAĞLAMA YOLLARI 2
18/04/2011
 Boşanma Sebepleri Ve Çözüm Önerileri Ulusal Sempozyumu konuşması 2. bölüm
Evlilik sürecinde yaşananlar, evliliğin devamı ya da bitmesine sebep olabilmektedir. Aile içindeki eşlerin anlaşamaması ya da ortak değerlerin paylaşılamamış olmasının yanında ailenin diğer üyelerinin müdahil olduğu olaylar da azımsanamayacak durumdadır. Aile büyüklerinin tavırları da evliliğin sona ermesinde etkili olmaktadır.İnsanımızın aile yapısında bozulmaları tetikleyen hatta körükleyen onca dış etken varken meseleyi sadece buraya endeksleyerek çözüm bulmamız mümkün değildir. Günümüzde insanların evlilikten beklentilerini de değerlendirmeye tabi tutmak gerekiyor. Erkek eşinden ne bekliyor? Eşinden beklentilerine cevap bulabiliyor mu?Kadın eşinden ne bekliyor, beklentilerine cevap bulabiliyor mu? Günümüzdeki gencecik insanların bir kaç ay içerisinde boşanmayla sonuçlanan süreci iyi yönetmede etkili kişi ve kuruluşlar görevlerini yapıyor mu?Bu ve buna benzer onlarca soru ile olayın ciddiyetini ve vahametini ortaya koymamız mümkün.Psikolojik olgunluk, eşler arasındaki anlayışı geliştirmektedir.Gerçek bir öyküyü sizlerle paylaşmak istiyorum:Akrabalarının çocuğunu okula kaydettirmek için gelmişlerdi. Bu bayanlardan biri daha gençti ve hüzünlüydü. Yüzü de gülmüyordu. Gözlerinde bezginlik vardı. Arada bir kelime söylüyor. Arkası gelmiyordu. Merak ettim. Hayırdır hasta mısınız? Bir şey içer misiniz, diye sordum.Cevabı kısa ve netti. Yok bir şeyim, dedi ve sustu. Hayallerinin yıkıldığı, geleceğinin yok olduğu düşüncesi davranışlarına yansımıştı. Yanındaki bayan olaya müdahil oldu:Boşandılar, dedi.Bu kelime bana yıllardır çok soğuk ve itici gelirdi. Boşanma kelimesinin çağrıştırdığı küçük bir olumlu fikir yoktu bende. Üzüldüm. Sessiz kalmayı tercih ettim. Üzüntülüdür, diye meseleyi kapatmayı düşündüm.Yanındaki devam etti. Daha yeni boşandılar, dedi. Genç beyan “evet” diyerek doğruladı.Ben özür dileyerek birkaç soru sorabilir miyim, dedim. Gayet olgunlukla karşıladı ve elbette, dedi.Kaç yıl evli kaldınız?Şaşırdığı yüzünden belliydi.Ne yılı, dedi.Devam etti. Üç buçuk ay oldu?Şaşırdım. Kendi kendime boşanma süresi ne kadar kısalmış, diye düşündüm.Boşanma sebebiniz, neydi? Pek kısa sürmüş, dedim.Anlatırsanız bundan istifade edebiliriz. Başkalarıyla paylaşabiliriz, dedim.Anlatmaya başladı:İlk ayın sonunda tartışmalarımız başladı. Her şeye karşı çıkıyordu. Yok yerden öfke peydahlıyor, bağırıp çağırıyordu. Artık akşamları tartışmalar uzayıp gidiyor, tartışmayla geçen gecenin sabahında işe gidiyoruz. Akşam tekrar tartışma başlıyordu. Her gün her gün aynı şeyler yaşanıyordu.Duramadım sordum:Nasıl evlendiniz?Evlenmeden önce tanışıyorduk. Uzunca bir zamandır hem de… Birbirimizi tanıdığımızı sanıyordum. Ama yanılmışım. Babam, dedi söyleyeceğinden vazgeçti.Bu defa ben söze girdim:Babanız?Babam istemiyordu evlenmemizi. Ben ısrar edince, babam, kararına saygı duyuyorum, dedi.Tek kelimeyle ifade edecek olursak boşanmanızın sebebi neydi, dedim.Hiç tereddüt etmeden cevapladı:Saygısızlık. Belki de değer vermemek, diye devam etti.Nasıl, dedim.Bana karşı saygısı yoktu. Benim de insan olduğumu hiç düşünmedi. Hep kendi bildiğini söyledi. Kendi dediğinin dışında hiçbir şeyin düşünülmesine bile izin vermedi.Siz kendi açınızdan bakıyorsunuz. Eşiniz sizin hakkınızda ne düşünüyordu, merak edip sordunuz mu?Defalarca sordum. Konuşma imkânını öfkeyle ortadan kaldırıyordu. Ben kendimi defalarca sorguladım. Benden mi, diye. Ama gerçekten benim olumlu düşünmeme rağmen hiç karşılık vermedi. Birkaç ay sonra babamın evine gittim. Hiç arayıp sormadı. Boşanmanın hoş bir şey olmadığının gelenek olarak farkındaydım. Boşanmak istemedim. Sonra tekrar bir araya gelmeyi düşündüm. Tatile çıktık. Daha ilk gün tartışma başladı. Sebep?Ben sadece bir konuda düşüncemi söyledim. Bana sordun mu? diyerek kapıyı yumruklamaya başladı. Düşünceyi bile ona sormam gerektiğini sürekli vurguluyordu. Benim düşüncemi kabul etmemesini kabul ederim. Hatta sevinirim bile. Ama beni düşüncesizmişim, beyinsizmişim gibi bir tavırla aşağılaması vardı davranışlarında…Aileleriniz?Aileler araya girdi. Benden hiç birinin şikâyetçi olduğu yoktu.Belki de kıskançlıktır yaptığı.Ben de öyle sandım. Ama değil. Zaten öyle sandığım için anlayışlı davranmaya çalıştım. Evliliğimizde saygı kalmadı. Tabi sevgi de…Sonuç kaçınılmazdı. Boşanma. Bu, beni mutlu etmedi aslında. Sadece benim de insan olduğumu bilmesi yeterliydi. Benim farklı düşünebileceğimi, farklı davranabileceğimi bilmeliydi. Allah herkesi farklı yaratmıştır. Koca olarak ona göstermem gereken saygıda kusur etmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Onun da bana eş olarak saygılı ve sevgi ile yaklaşmasını bekledim durdum…Bu hikâyede evliliğin devamını sağlayacak davranışların geliştirilmesi için bir çaba içine girilmediği rahatlıkla görülmektedir. Aynı zamanda evlilik devamı için beklentiler de açıkça zikrediliyor.Bir sebeple kadının kocası ile kısa bir konuşmam oldu. Evliliğin bitmesinin sebeplerini sordum sadece. Anlayışlı davrandı ve sorumu cevapladı.Kısa ve net ifade edeyim. Dediğim dedikçiydi. Her dediği olsun istiyordu. Beni ve düşüncelerimi dinlemiyordu. Başına buyruktu, kendi ailesinden başaksını gözleri görmüyordu…İki tarafta sadece suçlamalar yapıyor ama çözüm noktasında çözümün parçası olmaktan uzak duruyordu. Boşanma sebeplerine bakarak evliliğin devamını sağlama metotları da geliştirilebilir. Kısaca boşanma nedenlerinde öne çıkanlara bakmakta fayda var. Erkeklerin boşandıkları eşlerinde en beğenmedikleri ilk 3 özellik ailesine aşırı düşkünlük (%40,6), sorumsuz olması (%32), çok fazla para harcaması iken; kadınların eski eşlerinin sorumsuz olması (%50,4), alkol kullanması (%30,9) ve ailesine aşırı düşkün olması (%26,4) beğenilmeyen özellikleridir. (Kaynak: Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Boşanma Nedenleri Araştırması (2008) Verileri) 


2977 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KELAMDAN KALBE - 31/01/2024
Susmak...
ELVEDA HAYAT - 23/01/2024
Bir dedem vardı hayat dolu, öldü...
DİZİ OYUNCUSU GİBİ - 23/09/2023
Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yüktür.
NEDEN DİYE SORMAK GEREKİR - 11/09/2023
Neden? Bunca yolsuzluk neden? Dönen dalavereler neden?
FİRENİ PATLAMIŞ GENÇLİK - 29/08/2023
Lise eğitimi zorunlu hale getirildikten sonra iş çığırından çıkmış halde freni patlamış bir gençlik yetiştirmeye devam ediyor.
ETON KOLEJİ - 24/08/2023
Bir okul düşünün, ülke yönetimine gelenlerin çoğu orada yetişsin. Ülke entelektüellerinin tamamına yakını oradan mezun olsun. Sanatçılar, yazarlar, kültür adamları, bürokratlar…
PATATES KRİZİ - 03/08/2023
İlk insan ilk peygamber Hz. Âdem ve oğulları
MÜSRİF ADAM - 31/07/2023
Giysilerin en güzeli olan takva elbisesidir. İnsanın süsüdür, gönlünün aydınlığıdır…
KELAMDAN KALBE - 25/07/2023
İyi dinlemek kadar etkili bir başka yol da iyi konuşmaktır. İyi konuşmanın etkisi, yan etkisi ve doğrudan etkisi saymakla bitmez.
 Devamı
Köşe Yazıları
SÖYLEŞİ VE İMZA
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam50
Toplam Ziyaret324101