Duran Çetin
durancetin@hotmail.com
Erken Yazılmış Bir Bayram Yazısı
26/10/2011 Bu bir bayram yazısıdır. E o zaman bayramlık ağzımı açmam lazım. Hani “açtırma bayramlık ağzımı” derler ya, onun gibi. İşin aslı bu cümlenin de anlam kaymasıyla ne hale geldiğini hepiniz bilirsiniz. Her alanda kaymaların yaşandığı bir dönemde bunun da normal olduğunu düşünmek mümkündür. Çocukluğumda yaşadığım güzel anılar, unutulmaz anlar hep çocuklara mahsus duygularla zihnimizdeki yerini korumuştur. Mantar tabancası ile yaptığımız kovalamacalar, yeni elbiselerimizle bayram namazı için camiye giderken, sabah erkenden, günün ışımasından önceki yeniden dirilişi hatırlatan köy üstündeki serin sessizliğin kulağıma fısıldadığı deruni ve ilahi duygular, camide bayram namazı kılmanın özel ayrıcalığıyla büyümüşlük hissi… Babamın cami çıkışında gözümün içine bakarak ve gülümseyerek “aferin sana” demesinin dayanılmaz sevinci, hele eve gelince el öpmek için yaş önceliğine göre ana-babamızın elini öpmenin bayrama mahsus olduğu hissiyle sıraya geçmemiz… Ha şunu da unutmamak gerekir: yemek. Bayram yemeği. Köylerde köy odalarında çoluk çocuk herkes tarafından toplu halde yenen o tadı damağımdaki yemekler. Şimdilerde onlar da kayboldu gitti. Rahmetli anam günler öncesinden bayram yemeği telaşına kapılırdı. Su böreği olmazsa olmazlardandı. İkinci vazgeçilmezimiz bizim “sütlü” dediğimiz şimdilerde adı sütlaç olan tatlı. Çocuksu hatıralarımın içinde çok farklı bir yerde duruyor. Sonra da mevsimle ilgili değişen yemekler süslerdi sofrayı. Mahallenin bütün çocukları aynı kaptan yemek telaşının yarışa dönüştüğü anılarımız… Ya şimdi. Şimdiki çocuklarımız. Nerden başlasam, nasıl başlasam bilemiyorum. Bayram harçlıklarını internetkafelerin bunaltıcı havasının verdiği kasvetin içine gömenlerden mi başlasam acaba. Yok yok bayram da bari eş dost ziyaretini yüksünen gitmek istemeyen, siz gidin ben televizyon seyredeceğim, bilgisayar oyunu oynayacağım, diyen çocuklarımız… Bizim kimliğimizi tamamlayan dinden kaynaklanan geleneklerimiz çerçöp gibi buruşturup atılırken, çaresizliği iliklerimize kadar hissettiğimiz güzel davranışlarımızın yok olup buharlaştığı gençlik ve gençlerimizin gelecekte bayram olgusu ve bayram duygusunun nasıl olacağını da merak etmeyenimiz yoktur… Çocuklarımız; Yarınlarımız, Geleceğimiz, Ülkemizi emanet edeceğimiz yavrularımız… Geleceğe hazırlamak çok kolay değil elbette. Büyük bir özverinin yanında müthiş kararlılık da ister. Bu anlamda bayramların etkisini yabana atmayınız. Bayramı fırsata çevirmek elimizde. Geçmişte yaşadıklarımız günümüze uygun hale getirebiliriz. Bayramı bayram gibi yaşamak gerekir. Yaşatmak da bizim elimizde… Onları televizyonlardan uzak tutsak, bilgisayar oyunlarıyla baş başa kalmalarını önelsek. Çok da zor değil. Aslında zor ve stresli hayatımızda onlarla baş başa kalabilmenin bir fırsatı olarak da değerlendirebiliriz bayramları… Birinci derecede akrabalarınızı eğer aynı şehirdeyseniz asla cep mesajıyla bayramı geçiştirmeyin. Çevrenize bakın; durumu zayıf olan, çocuğuna bir şey alamayan ailelere yardım düşüncesiyle gönülden bakın… Onların bayram sevincini yaşamaları insanlık vazifemizdir. Depremzedelere yardım ve duayı unutmayalım. Zalimin çizmesi altında ezilenleri yürekten hissedelim. Dünyanın farklı coğrafyalarında aç sefil ve zoraki hayatta kalabilenleri akıldan çıkarmayalım… Bayramımızı kendimiz planlayalım istedim. Haydi bu bayramı çocuklarımız ve geleceğimiz için kendiniz planlayın. Bayramınız mübarek olsun… |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KELAMDAN KALBE - 31/01/2024 |
Susmak... |
ELVEDA HAYAT - 23/01/2024 |
Bir dedem vardı hayat dolu, öldü... |
DİZİ OYUNCUSU GİBİ - 23/09/2023 |
Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yüktür. |
NEDEN DİYE SORMAK GEREKİR - 11/09/2023 |
Neden? Bunca yolsuzluk neden? Dönen dalavereler neden? |
FİRENİ PATLAMIŞ GENÇLİK - 29/08/2023 |
Lise eğitimi zorunlu hale getirildikten sonra iş çığırından çıkmış halde freni patlamış bir gençlik yetiştirmeye devam ediyor. |
ETON KOLEJİ - 24/08/2023 |
Bir okul düşünün, ülke yönetimine gelenlerin çoğu orada yetişsin. Ülke entelektüellerinin tamamına yakını oradan mezun olsun. Sanatçılar, yazarlar, kültür adamları, bürokratlar… |
PATATES KRİZİ - 03/08/2023 |
İlk insan ilk peygamber Hz. Âdem ve oğulları |
MÜSRİF ADAM - 31/07/2023 |
Giysilerin en güzeli olan takva elbisesidir. İnsanın süsüdür, gönlünün aydınlığıdır… |
KELAMDAN KALBE - 25/07/2023 |
İyi dinlemek kadar etkili bir başka yol da iyi konuşmaktır. İyi konuşmanın etkisi, yan etkisi ve doğrudan etkisi saymakla bitmez. |
Devamı |