• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=666228323
  • https://twitter.com/durancetin
Site İçeriği

Kültür Dünyamız videoları
Duran Çetin
durancetin@hotmail.com
RAMAZAN YAKALAŞIRKEN
16/07/2011

Ramazan ayına doğru hızla koşarken bazı hatırlatmalarda bulunmayı görev sayıyorum. Bunları bir vatandaş olarak yazıyorum. Camiler dolup taşacak, bir yıl aradan sonra camiler tekrar cemaatiyle bütünleşecek, camileri kadın, erkek, çoluk çocuk dolduracak…

Bazılarınız bunda ne var diyebilir. Evet, buraya kadar güzel, zaten her zaman yaşanan vakalardan. Yani bizim insanımız mübarek ramazan ayında dini duygularında yaşadığı coşmuşluğu oruç tutarak, teravih namazı kılarak ve beş vakit namazda daha hassas davranarak değerlendirmeye çalıştığını söylemeye gerek yok.

Bu durum bütün kandillerde de aynı. Berat kandili münasebetiyle oğlumla birlikte el ele çıktık caddeye. Hangi camiye gidelim, diye konuştuk aramızda. Oğlum “sen hangisine gitmek istersen, oraya gidelim” diyerek kararı bana bırakınca, evimize yakın olan üç camiden birine yöneldik.

Caddelerde sokaklarda çocuklarıyla birlikte camilere gidenleri görünce içim içime sığmadı. Köşe başında iki kız çocuğu vardı. Ellerindeki poşetlerde gofretler dolu. Yanlarından geçen çocuklara gofret veriyorlar ve “Kandiliniz Mübarek Olsun” diyorlardı.

Ne güzel manzaraydı bu. Çocuklarımız televizyonun karşından ayrılıp, cami yollarındaydı… Her zaman böyle olsa, düşüncesi akıp geçti zihnimden. Farklı bir atmosferdi yaşanan. Bu durumu sağlayabilmek biraz da biz babalara değil mi?

Bu güzel duygularla camiden içeriye adım attığımda caminin dolup taştığını gördüm. Kürsüde konuşan (sanırım caminin görevlisiydi) çok ateşli sözlerle cemaate vaaz ediyordu. Sesi gür (kendince etkileyici olmaya çalışıyordu) hareketleri çevikti. Oğlumla oturup dinlemeye başladık. Birden Diyanet İşleri Başkanı’nın kabloları kendi elleriyle keseceği mesajını düşündüm. Herhalde kesmiş, diye aklıma düştü. Bunun ne kadar iyi odluğunu, birebir etkileşimin daha faydalı olduğunu falan düşünürken kürsüdeki kişi, konuşmalarıyla beni bu güzel duygularımdan uzaklaştırıverdi.

Kürsüdeki kükremişti bir kere. Verip veriştiriyordu. Kulak kesildim desem yeridir. İnsan için kırk yaşın önemli olduğunu anlatıyordu. Kırk diyordu da başka bir şey demiyordu. Otuz dokuz olsa olmazdı yani. Sanki kırk yaşından önce yapılanlar nasıl olsa olur, kırk yaşından sonra çok daha önemli dolduğu vurgusunu yaparken, farkında olmadan ya da düşünmeden sarf ettiği sözler insanları kırkından önce ne yaparsan yap noktasına getiriyordu. Konuşması sürdükçe kendi kendime kızdım. Bir de kırkından sonra yapılan günahları “Allah bile kurtaramayacak” demesi yok muydu, camiyi terk ettim. Ne demek “Allah bile kurtaramayacak”. Bu cümleyi kurarken nereye gideceğini düşünmek gerekmez mi?

Bari daha fazla tepkisel davranmayayım, diye çıktığım camiden oğlumun neden çıktık sorularına makul cevaplar ararken diğer camiye geldik. Ezan vakti geçeli nerdeyse yirmi dakika olmuştu. Hala ezan okunmamıştı. Anlaşılan kış mevsimindeki kısa zaman için uzatılan vakit uygulaması hala devam ediyordu. Camiye girdiğimde yine bir görevliydi konuşan. Öncekine göre daha sert ama konuşmalarında yanlış (anlaşılmalara sebep olacak unsurlar yoktu)lar olmadı.

Sonuç:

1-Merkezi sitemden vazgeçilmesi güzel gelişmeleri beraberinde getirebilir. Zaten uzaktan seslenmenin pek etkisinin olacağını kimse düşünmüyor. Ama kürsülerdeki insanların oraların hakkını vermek için özel bir gayret içinde olmalıdır. Söyleyeceklerini iyi düşünmeleri gerekir. Söylediklerinin nelere mal olacağının hesabını iyi yapmaları gerekir.

2-Ezanlar her zaman vaktinde okunmalıdır. Yapılan programlar ezandan önce olmalı ve ezan vaktinden önce bitirilmelidir. Cemaat sonradan geliyor diye konuşmaları uzatmanın birçok insanın tepkinse sebep olacağını, onulmaz yaralar açabileceğini, insanları camilerden uzaklaşmasına sebep olabileceği gözden ırak tutulmamalıdır. Dinlemek isteyen zaten önceden gelir. Camilerdeki uygulama bu şekilde devam ederse, insanların camilere giriş saatleri gittikçe gecikecektir, bu unutulmamalıdır…

3-Vaaz eden görevlilerin hiçbir faydası olmayan, anlatılmasa da olur cinsinden, israiliyyattan uzak durmaları faydalı olacaktır. Bu hikâye anlatılmayacağı anlamına gelmiyor. Öyküleme şeklinde anlatımın etkili olacağını unutmadan dikkatli bir şekilde konular anlatılabilir.

4-Bir ayet ve bir hadis mutlaka olmalı. Anlatıcıların ayet ve hadislerin tefsir ve şerhlerinden istifade etmesi gerekir.

İlgililerin kürsüleri dolduracak kişilerle özel toplantılarında etkili din anlatımı konusunda soluksuzca faaliyet içinde olması uygun olacaktır. Ha bir de bu vaazların muhatabı olan halka daha yararlı olmak için halka sormak, onların fikirlerini almak birçok sıkıntıyı yok edecektir. Teori ile pratik arasındaki farklılığı ancak bu yolla aşmak mümkün olacaktır.

Camilerdeki görevlilerimiz baş tacımıdır. Bunu unutmadan faydalı olmak için kendilerini yetiştirmeleri, okumaları, konuşurken de dini en kolay şekilde nasıl sevdiririm, nasıl anlatırım sorularının cevabı üzerinde yoğunlaşmaları, kendilerine olan ilgi ve alakayı artıracak onların saygınlık derecelerini daha da yukarıya çekecektir.



2259 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KELAMDAN KALBE - 31/01/2024
Susmak...
ELVEDA HAYAT - 23/01/2024
Bir dedem vardı hayat dolu, öldü...
DİZİ OYUNCUSU GİBİ - 23/09/2023
Hesabını veremeyeceğimiz bir hayat yüktür.
NEDEN DİYE SORMAK GEREKİR - 11/09/2023
Neden? Bunca yolsuzluk neden? Dönen dalavereler neden?
FİRENİ PATLAMIŞ GENÇLİK - 29/08/2023
Lise eğitimi zorunlu hale getirildikten sonra iş çığırından çıkmış halde freni patlamış bir gençlik yetiştirmeye devam ediyor.
ETON KOLEJİ - 24/08/2023
Bir okul düşünün, ülke yönetimine gelenlerin çoğu orada yetişsin. Ülke entelektüellerinin tamamına yakını oradan mezun olsun. Sanatçılar, yazarlar, kültür adamları, bürokratlar…
PATATES KRİZİ - 03/08/2023
İlk insan ilk peygamber Hz. Âdem ve oğulları
MÜSRİF ADAM - 31/07/2023
Giysilerin en güzeli olan takva elbisesidir. İnsanın süsüdür, gönlünün aydınlığıdır…
KELAMDAN KALBE - 25/07/2023
İyi dinlemek kadar etkili bir başka yol da iyi konuşmaktır. İyi konuşmanın etkisi, yan etkisi ve doğrudan etkisi saymakla bitmez.
 Devamı
Köşe Yazıları
SÖYLEŞİ VE İMZA
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam39
Toplam Ziyaret323723